Gözden kaçırmayın

Kültürel hazine yüzde 86 tamam!Kültürel hazine yüzde 86 tamam!

Afyonkarahisar’ın derinliklerine gömülü efsaneler, geçmişten günümüze hala canlılığını koruyor.

İşte Afyonkarahisar’ın bazı efsaneleri;

HÜDAİ KAPLICASI EFSANESİ:

Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde bulunan Hüdai Kaplıcası, Bizans döneminden kalma eski hamamları ve şifalı sularıyla ünlüdür. Bu kaplıcanın keşfedilmesiyle ilgili anlatılan efsane oldukça etkileyicidir:

 

Bir zamanlar bir hükümdar, güzeller güzeli karısıyla mutlu bir hayat sürmekteydi. Ancak, tek bir şey onların mutluluğunu gölgeliyordu: bir çocuklarının olmayışı. Tanrılara yakararak bir evlat dilediler ve duaları kabul oldu, güzel bir oğulları oldu. Fakat ne yazık ki, hükümdar bir hastalığa yakalanarak hayatını kaybetti.

 

Hükümdarın yerine geçen vezir, kraliçenin oğlunu tahtı ele geçirmeden önce ortadan kaldırmak istedi. Kraliçeye, oğlunu altın bir sandıkta büyütme önerisinde bulundu. Oğlunun güvende olacağını düşünen kraliçe, bu fikri kabul etti. Ancak çocuk havasız ve hareketsiz kaldığı için cılızlaştı, ayakları tutmaz hale geldi.

 

Vezirin kötü planını fark edemeyen kraliçe, oğlunu öldürmesi için bir seyise teslim etti. Ancak seyis çocuğu öldürmeye kıyamadı ve onu bir dere kenarına bıraktı. Çocuğu bulan yaşlı bir kadın, onu yanına alarak Hüdai sularında yıkadı. Mucizevi bir şekilde çocuk iyileşti ve güçlü bir delikanlıya dönüştü. Seyis, çocuğu yeniden saraya götürdüğünde kraliçe sevinçten havalara uçtu ve oğlunu kral ilan etti. O günden beri Hüdai Kaplıcası, şifa dağıtmaya devam etmekte

 

KARA KUYU EFSANESİ:

Afyonkarahisar Çobanlar ilçesine bağlı Göynük köyü, adını bu efsaneden almıştır. Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin, 1458 yılında Hicaz’a giderken bugünkü Göynük köyü yakınlarında durakladı. Yanındakiler susuzluktan bitkin düşmüş ve “Göynüdük” demişler. Akşemsettin asasını yere vurduğunda, oradan bol, soğuk ve temiz bir su fışkırdı. O suyun başında konakladılar, ancak Akşemsettin burada hastalanarak vefat etti ve vasiyeti üzerine oraya gömüldü. Bu kuyu, köylülerin hala susuzluğunu gideren bir kaynak olarak kullanılmakta.

ŞAHİTLER KAYASI EFSANESİ:

 Afyonkarahisar şehrinin kuzey batısında, Gazlıgöl-Seyitgazi-Eskişehir yolunun çıkışında, Şahitler Kayası adı verilen küçük bir tepede, eski bir efsanenin hikayesi hala ilgi çekiyor. Bu efsaneye göre, çobanın hayvanlarına derin bir bağı vardır ve çoğu sözünü dinler. Ancak bir dana, çobanın bir kadını öptüğünü gördükten sonra ona itaat etmeyi reddeder. Bir gün bir inek, diğerine çarparak düşer ve bacağını kırar. İneğin sahibi çobanı suçlar ve mahkemede hakim, olayı gören olup olmadığını sorar. Çobanın yanıtı sadece Allah'ın kırlarındaki taşlar ve otlar olduğu yönündedir. Hakim, "Öyleyse Allah'ın taşları sana şahitlik etsin" diyerek çobanı taşlardan yardım istemesi için teşvik eder. Çoban, taşların yardımıyla yukarıdaki tepeye çıkar ve inançla taşlardan yardım ister. Kayaların hareket etmesiyle efsane tarihteki yerini alır ve bu noktadan sonra Şahitler Kayası olarak anılmaya başlar.Anadolu, tarihi ve efsanevi yerleriyle doludur. Düzağaç köyünde bulunan Erenler Pınarı ve Göynük köyündeki Kara Kuyu, halk arasında aktarılan renkli hikayeleriyle bilinir. Erenler Pınarı, Türkleşme sürecinde önemli figürlerin konaklama yeri olarak bilinmektedir. Bugün hala çevresine hayat veren pınarın şifalı, temiz ve debisi yüksektir. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Yunan işgali nedeniyle pınarın suyu kesilirken, yine büyük taarruz sırasında suyu yeniden akar hale gelir. Kara Kuyu ise, Akşemsettin'in bir asayı yere vurması sonucu su fışkırmaya başlar ve efsaneye göre, burada konaklamalarının ardından burada ölen Akşemsettin buraya gömülmeyi vasiyet eder. Bugün ise, Kara Kuyu'nun suyu hala halk tarafından oruç açmak için tercih edilmektedir.Erenler Pınarı ve Kara Kuyu'nun efsaneli öyküleri, Anadolu folklorunun güzel örneklerinden biridir.

HABER: ESRA DAĞ