Dün akşam yaşanan bir olay, basın dünyasında ve siyaset arenasını adeta alevlendirdi.

Gazeteci İsmail Saymaz’ın Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nı hedef alması, AK Parti milletvekillerinin sert tepkilerine neden oldu.

Bu tartışmayı körükleyen ise MHP Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu’nun bir paylaşımı oldu.

Aynı zamanda eski bir asker olan Vahapoğlu, Vali Yiğitbaşı’nın makamındaki fotoğrafı değiştirdiğini ima ederek “Hatırladığım kadarıyla” diye bir yazı paylaştı.

Bu paylaşımın ardından gözlerim MHP’nin Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak’a çevrildi.

Sayın vekilimizi çok severim, MHP’de etkin bir isimdir.

Ancak kendi partisinden bir vekilin şehrimizin valisini hedef almasına sessiz kalması beni bir bir hayli üzdü.

Bunu da bu vesileyle belirtmek isterim…

Konumuza dönecek olursak;

Belki de ben yanılıyorumdur ancak dün gece çok arşiv karıştırdım ve Vahapoğlu’nun her hangi bir tarihte Afyonkarahisar Valiliğine ziyaretini bulamadım.

Kendisine Afyonkarahisar Valiliğini anlatayım,

Vali Yiğitbaşı’nın makam odası iki bölümden oluşuyor. Misafirlerini ağırladığı bölüm ve masasının olduğu bölüm.

Vali Hanımın masasının arkasında hem Atatürk hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portresi yer alıyor.

Misafir ağırladığı bölümde ise Vali Yiğitbaşı’nın arkasına denk gelen Afyonkarahisar Valiliği yazılı bir tablo yer alıyor. Bu tablo önceki dönem Valimiz Gökmen Çiçek’te de aynıydı.

(Gökmen Çiçek valimiz zamanında, o bölümde bir dönem Kurtuluş Savaşından bir kare varmış. Daha sonra Afyonkarahisar Valiliği yazılı olan bir görsel ile değiştirilmiş.)

Odanın aynı bölümünde misafirlerin arka tarafına denk gelen de bir Atatürk Portresi bulunuyor.  

 Aslında olayı kızıştıran bu paylaşım değildi. Gazeteci İsmail Saymaz’ın paylaşımıydı…

İsmail Saymaz’da bunu destekleyerek şöyle bir yazı paylaşmıştı dün akşam, “Afyon Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, valilikteki Atatürk fotoğrafını kaldırıp yerine Afyon kalesinin fotoğrafını mı koydu? Oldu olacak Afyon sucuğu assaydınız”

Tabi tepkiler artınca bu yazısını sildi ancak bunu gören gördü arşivleyen arşivledi.

Uzaktan klavye üzerinde bir ilin valisine dil uzatmak kendisine rahat geldi sanıyorum.

Çağımızın en büyük hastalığı ne de olsa klavye delikanlılığı…

Yıllardır bu mesleği icra eden birinin, araştırma yapmadan, bir fotoğrafa dayanarak böyle bir yorum yapması, işin içinde bir menfaat ve bölücülük izlenimi yaratır ben de.

Bu da omurgasız gazeteciliğin bir göstergesidir bana göre.

Üstelik İsmail Saymaz’ın bu paylaşımındaki cümleler bölücü, ayrıştırıcı ve aşağılayıcıdır.

Afyonkarahisar, köklü bir tarihe ve onurlu bir halkın yaşadığı bir şehirdir.

Benim ilimin valisine hangi cesaretle ukalalık yapabiliyorsun?

İsmail Saymaz’a bu haddi ve cesareti kim veriyor?

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, her fırsatta Atatürk’e olan saygısını ve sevgisini dile getiren, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdiği için teşekkür eden ve Atatürk ilkelerini benimsemiş bir validir.

Eğer biraz mesleğini icra edip araştırma yapsaydı kendisi bunu görebilirdi.

Ancak Sayın Saymaz’ın sorunu belli ki başka bir şey…

Geçmiş yıllarda Türk toplumunu aklı sıra galeyana getirip ayrıştırmaya çalıştırdığın günleri iyi biliriz sayın Saymaz.

Eğer seni rahatsız eden şey valimin başındaki o eşarp ise senin bölücülük mayan bu şehirde tutmaz.

Afyonkarahisar’da tutmaz…

Son zamanlarda belli ki kendisi yalnız kalmış…

Sayın Milletvekilim İbrahim Yurdunuseven, olaya çok güzel bir nokta koymuş, ben de onun sözü ile noktalamak isterim.

“Sana buradan mama çıkmaz, hadi başka kapıya”