Anton Çehov’un “Ödlek” adlı eserindeki karakterin haksızlığa boyun eğişi, bize insan doğasındaki zayıflık ve cesaret eksikliği üzerine düşündürücü bir ders veriyor.

Birkaç ruble için ezilen ve sesini çıkarmayan genç öğretmenin yaşadığı bu durum, aslında günümüz toplumunda da sıkça karşılaştığımız bir olguyu yansıtıyor.

Haksızlığa uğramış olmasına rağmen sessiz kalmayı tercih eden bu genç öğretmen, modern dünyada egonun, zekanın ve cesaretin birbirine karıştığı karmaşık bir denklemin simgesi oluveriyor aslında.

Günümüzde artık yalnızca ülkemizde değil tüm dünyayı adeta sarmaşık gibi saran bir akıl – ego çıkmazı ile karşı karşıyayız.  

Haksızlığa boyun eğen insanlara karşı çok zeki olunarak alt edildiği egosu oluşurken, diğer tarafta her şeye konuşan ve pek çok durumda saygı sınırlarını aşan ve bunu ‘’Ben kimseye boyun eğmem’’ diyerek akıllı olduğu sanılan bir ego ortaya çıkıyor.

Eskiden, aile içinde bir otorite figürü olan baba eve geldiğinde, anne çocukları uyarır, toplumsal kurallar çerçevesinde hareket etmeleri sağlanırdı.

 Günümüzde ise bu dinamikler artık ne yazık ki değişti...

Bu akıl çıkmazının sonunu iyimser düşünerek belki de güçlü bir nesil ortaya çıkar derken, sosyal medya kapatıldı diye ağlayan gençlerimiz yerini aldı.

Çocuklarımıza sınıfta kendilerini ezdirmemeyi ve otorite kurmayı değil, nezaketi öğretmeliyiz aslında. 

Çocuklarınıza nasıl şanlı bir tarihimiz olduğunu anlatmalıyız. 

Onlara, Selçuklu Devleti'ni, Osmanlı İmparatorluğu'nu, Mete Han’ı, Bilge Kağan’ı, Cengiz Han’ı, Timur’u anlatmalıyız.

Kız çocuklarımıza, tarihteki güçlü kadın figürlerinden biri olan Tomris Hatun’u, onun cesaretini ve liderlik yeteneklerini anlatalım mesela.

Anlatalım ki, kadınların kendilerini süslediği ve erkekler tarafından seçilmeyi bekleyen birer cariyeden ibaret olmadıklarını, yeri geldiğinde cesaret ve azimleriyle de dünyanın seyrini değiştirebileceklerini öğrensinler.

Erkek çocuklarımıza Türklerin, tarih boyunca cinsiyet ayrımını reddeden, devleti Kağan ve Hatun’un eşit yönetimine dayandıran bir toplum yapısı olduğunu öğretelim.

Evlatlarımızı bilinçsizce, güzellik peşinde koşan, interneti elinden alınınca ağlayan boş bir idrak ile bırakmayalım.

Evlatlarımıza milli şuuru aşılayalım.

Ülkemizin yeni nesle ihtiyacı olduğunu unutmayalım.

Atatürk der ki;

"Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendisinde kuvvet bulacaktır"

Evlatlarımızda bu kuvvetin var olduğunu gösterelim.