Gözden kaçırmayın
TBMM'ye Çevre ve Şehircilik İl Müdürü ZiyaretiAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş ise konuşmasında 8 yıl önce Türk milletinin, asırlardır büyük fedakârlıklarıyla vatan kıldığı toprakların, akıllarını kiraya vermiş, gözleri dönmüş, karanlık bir terörist güruhunun işgal girişimiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Karakaş, “Ancak, Çanakkale’de ve Kocatepe’de olduğu gibi gerektiğinde vatan için şehit olmayı şeref sayan bu millet, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ve liderliğinde meydanlara inerek iradesine ve gözü gibi üzerine titrediği vatanına sahip çıkmayı bildi” dedi. Karakaş, Türk milletinin binlerce yıldır yaşadığı coğrafyada pek çok savaş, afet ve yıkımlar gördüğünü ifade ederek, Türk milletinin yaşanılan tüm sıkıntılara rağmen her defasında da vatanına sahip çıkmayı başardığını vurguladı. Karakaş, şunları ifade etti:
“19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in yaktığı bağımsızlık ateşinin, özgürlük mücadelemizin son halkası olduğunu düşündük. Ancak aradan geçen yaklaşık 100 yıla rağmen barış içinde yaşadığımız ülkemizde, 15 Temmuz 2016 gecesi beklenmedik bir şekilde hain bir saldırıya maruz kaldık. Kurtuluş Savaşı’nda Nene Hatun’u, Maraşlı Sütçü İmam’ı, İzmir’i işgal eden Yunanlılara ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin’i çıkaran bu bereketli topraklar; 15 Temmuz gecesi de darbecilere karşı ilk kurşunu sıkan Ömer Halisdemir’i, henüz 15’inde olan Halil İbrahim Yıldırım’ı, bıyıkları henüz terleyen Tayyip Olçok ve babası Erol Olçok ve daha yüzlercesini bağrından çıkarmıştır.”
“15 Temmuzda Türk Milletinin özgürlüğüne pranga vurulmak istendi”
15 Temmuz gecesi Türk milletinin umutlarına, hayallerine ve özgürlüğüne pranga vurulmak istendiğini ifade eden Karakaş, “O gece elleri silahlı karanlık adamlar, her gün gelip geçtiğimiz caddeleri, nefes aldığımız parklara çıkan yolları ve okul önlerini kesmiş, tıpkı haramiler gibiydi. Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram Veli’den, Pir Sultan Abdal’dan, Koca Sinan’ın damıttığı medeniyetten beslenen bu toprağın evlatları zalimlere karşı istiklali ve istikbali için direndi” diye konuştu. Karakaş; dünyanın Türk milletinin vatanına ve değerlerine nasıl sahip çıktığına 15 Temmuz gecesi bir kere daha şahit olduğunu kaydederek, dünya siyasi tarihine altın harflerle yazılacak bir direniş destanının ortaya çıktığının altını çizdi. Karakaş, “Malazgirt, Çanakkale, Kocatepe ve Dumlupınar gibi tarihte vatan ve bayrak uğruna canlarını feda eden ecdadımıza layık olacak biçimde 15 Temmuz 2016 gecesinde de milletimiz; hiçbir bireysel ve grup çıkarı gözetmeksizin, bütün toplumsal kesimleriyle birlikte vatan ve millet için meydanlardaydı. Bütün dünya bir milletin vatanına ve değerlerine nasıl sahip çıktığına o gece bir kez daha şahit oldu” ifadelerini kullandı.
Karakaş, yaşanan tüm darbelerin gayri meşru olduğunu belirterek, 15 Temmuz’un, Türk milletinin demokratikleşme tarihinde yaşadığı darbelerin son halkası olduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminin diğerlerinden önemli farklılıklarının bulunduğunu belirten Karakaş, bu farklılıkların sonuçları üzerine düşünülmesi ve değerlendirmelerin yapılarak genç kuşaklara aktarılması gerektiğinin önemine dikkat çekti. Darbecilerin hain ve iş birlikçi bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Karakaş sözlerine şöyle devam etti:
“15 Temmuz darbe girişimini diğer darbelerden ayıran birinci özelliği hain ve işbirlikçiler eliyle teşebbüs edilmesiydi. Şu anda her birisi Türkiye’ye hainlik besleyen emperyalist ülkelerin koltukları altında yaşamlarını sürdürüyorlar. Daha öncesinde de bu iş birliklerini o ülkelerin istihbarat örgütleriyle aynı yatağa girerek gösterdiklerini biliyoruz. 15 Temmuz darbe girişimini diğer darbelerden ayıran ikinci özelliği ise dini kisveye bürünmüş bir grup tarafından gerçekleştirilmiş olmasıdır. İnsanımızın dini duygularını kullanarak örgütlenmiş bir yapı olarak karşımıza çıktı. FETÖ demek eşittir din demek değildir. Fettullahçılık demek de İslami bir cemaat demek değildir. Bir casusluk çetesidir. Dini kendi amaçları doğrultusunda kullanmış bir yapıdır. Son dönemlerde dinle ilgili bazı değerlendirmelerde FETÖ üzerinden bir takım olumsuz kanaatlerin ortaya konulduğunu; değerlendirmelerin ve yorumların yapıldığını görüyoruz. Hiçbir toplumsal ve sosyolojik yapı, cemaat, İslam demek değildir, onun bir yorumudur. Ama FETÖ yorumun da ötesinde bir takım ezoterik, mistik özellikleri kullanarak oluşmuş bir külttür. Bugün o kültün içerisinde yetişmiş kesimin inançlarına baktığımızda bu karakterini açık bir şekilde görebiliyoruz. Üçüncüsü, vatana ve millete karşı ihanette sınır tanımayışıdır. Şu anda yapmış oldukları, Türkiye lehine olan her şeyin aleyhine pozisyon almaları ve iş birlikçi tutumları ile birlikte bu vatana ve millete karşı ihanette sınır tanımadıklarını görüyoruz. Maalesef bunlar bizim topraklarımızda yetişmiştir. Diğer bir özelliği ise halk direnişiyle karşılaşmış olmasıdır. Daha önceki darbelerde, darbe içindeki pozisyonsuzluğu ifade etmek için ‘darbe olur, kör tüfek bile patlamaz’ denirdi. Ama o gece darbenin ayak izleri hissedildiği andan itibaren, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı olmadan insanlar meydanlara koşmuşlardır. Nitekim milletimiz bu farklılıkları görerek, feraseti ve iradesiyle işbirlikçi ihanete karşı direndi ve adeta bir diriliş destanı yazdı.”
15 Temmuz akşamında Türk milletinin kalbine dayanan namlulara bedeniyle ve imanıyla karşı çıktığını belirten Karakaş, “Ankaralı bir köylü, Erzurumlu bir delikanlı, torunlarının büyümesini bekleyen dedeler, hayata annesinin eteğine sımsıkı sarılarak tutunmaya çalışan çocuklar hepsi sokaklarda, meydanlarda gücü zulme alet edenlerin karşısına bir bayrak gibi dikildi. Kimimiz şehrin herhangi bir yerinde bir namlunun ucunda gençliğini bıraktı, kimimiz arkasında gözü yaşlı ama mağrur bir eş, bir ana, bir baba ve bir çocuk… Kimimiz hayatının her dakikasını birlikte geçirdiği kardeşiyle, babasıyla birlikte şehadet şerbetini içti” dedi.
Çanakkale’den alınan cesaretle ve öz güvenle Kurtuluş Savaşının zafere taşındığını ifade eden Karakaş, “15 Temmuz bizim yeni Çanakkale’miz, Dumlupınar’ımız, Sakarya’mızdır. Yıllardır darbelerin, müdahalelerin, vesayet güçlerinin pençesinde kıvranan bu millet, 15 Temmuz’da şahlanarak iradesine sahip çıkmıştır. Milletimiz bir daha asla, FETÖ gibi, inancını, eğitim ve hayırseverlik duygularını sömürerek, ihanet zehrini damarlarına zerk etmek isteyen örgütlerin, ülkesinde boy göstermesine meydan vermeyecektir” diye konuştu.
Yorumlar
Yorum Yap