Gözden kaçırmayın

MHP’li Kızıltoprak muhtarları unutmadı!MHP’li Kızıltoprak muhtarları unutmadı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bitlis Eski İl Başkan Yardımcısı Şevin Kızılca, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal'ın 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde DEM Parti hakkında yaptığı açıklamaları eleştirdiği gerekçesiyle disipline sevk edilmesiyle ilgili açıklamada bulundu. Kızılca, kendisine yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu belirtti ve disipline sevk edilme sürecinin parti içindeki kişisel hesaplaşmaların bir yansıması olduğunu ifade etti.

Kızılca yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

‘’İhraç İstemi ile İlgili Açıklamamdır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde yöneticilik yaptığım dönemde de, sadece bir üye olduğumda da partim adına her türlü çalışmayı yapmış biri olarak, kendimi her zaman CHP’de solun solunda konumlandırdım.

Ayrıştırmak, ötekileştirmek, şeytanlaştırmak hiçbir zaman benim dilim olmadı, olmayacak.

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın seçim mitinginde “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi’nin kapıları, DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak” söylemini bir insan, bir kadın ve bir siyasetçi olarak vicdanıma sığdırmadım, sığdırmayacağım.

Ülkenin en karanlık ve umutsuz döneminde CHP’ye, yani bizlere destek veren herkesi kucaklamak, benimsemek ve minnet duymak tüm CHP’liler gibi benim de boynumun borcudur.

Bu ayrıştırıcı dili benim gibi CHP’nin tabanı da büyük oranda reddetmiş ve eleştirmiştir.

En sert eleştirenlerden biri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu olmuştur. Eleştirisinde kendisine yeni bir iş ya da yeni bir parti bulmasını söyleyerek kapıyı göstermiştir. Çünkü Sayın İmamoğlu da ayrıştırıcı ve faşizan bir dili hiçbir zaman benimsememiş, aksine karşısında durmuş bir liderdir.

Bu ihraç istemine kılıf olarak gösterilen Burcu Köksal eleştirim İl Disiplin Kurulu’nca kabul edilmiş ve savunmam istenmiştir. Yüksek Disiplin Kurulu da İl Disiplin Kurulu’na paralel bir karara varırsa, Başkanımız Sayın İmamoğlu için de emsal bir karar olacaktır.

Bu yanlışlar silsilesinden dönülmesini temenni ediyorum.

Buradan tüm kamuoyuna bildirmek isterim ki bu onur kırıcı siyasi saldırılardan dolayı 25 Eylül’de kendi hür irademle zaten partimden istifa etmiştim. İstifamın en büyük sebebi ise Şehzadeler Belediye Başkanımız Sayın Gülşah Durbay’a yapılan çirkin, aşağılık ve bel altı iftiraların çok daha fazlasına sistematik olarak maruz kaldığım ve kadınlık onurumun kırıldığı içindir. Feda edilecek Gülşah’ınız yok ise, feda edilecek bir Şevin’iniz de olmamalı. İstifa etmeme rağmen üyesi bile olmadığım Bitlis İl Yönetimi’nin büyük bir nefret ve kinle hâlâ disipline sevk etme çabasını anlayamadığım gibi, Kürt halkının acı travması olan Beyaz Toros’ları paylaşan İl Başkan Yardımcısı’nın hâlâ o koltukta oturmaya devam ettiğini tüm Bitlis halkının bildiğini de belirtmek isterim.

Her tarafından usulsüzlük akan bu karar 25 Ağustos’ta alınmış, fakat ben bu karardan habersiz 25 Eylül’de zaten istifa etmiştim. 28 Eylül’de bu karar bana tebliğ edilmiş ve İl Disiplin Kurulu da benden savunma istediği kararı 7 Ekim’de tebliğ etmiştir. Aynı zamanda İl Disiplin Kurulu Başkanı Kahraman Yardım Adana’da olmasına karşın, İl Disiplin Sekreteri’nin başkanlığında 5 kişinin gizli kapaklı başkansız toplanmasıyla parti tüzüğüne aykırı bir karar alınmıştır.

31 Mart yerel seçimlerinde el altından AKP’ye destek verenler, seçimi satanlar, seçime bir hafta kala AKP’ye geçen CHP Bitlis belediye başkan adayını belirleyenler, bugün beni partiden ihraç etmek isteyenlerdir.

Ayrıca belirtmek isterim ki önceki dönem Hizan Belediye Başkanımız Cezail Aktaş ve önceki dönem CHP Merkez İlçe Başkanımız Güven Öndül de benimle aynı karar dosyasında ihraca götürülmek isteniyor. 2 ay önce de 9 partili arkadaşımızı ihraç eden il başkanı, Bitlis’te resmen siyasi bir soykırım yapmaya devam ediyor.

Kişisel tüm bilgilerimi kamuoyuna paylaşan, oturduğu il başkanlığı koltuğundan dolayı yasal suç işlemeyi kendine hak gören bir il başkanını tanımıyorum ve biat etmeyeceğim.

Duruşumdan, çizgimden, inançlarımdan ve ideolojimden tek bir an bile taviz vermediğimi, başladığım noktadan tek bir adım bile geri adım atmayacağımı herkesin bilmesini isterim.

Ezilen kimliklerimi tek bir an bile unutmadan, faşistlerle mücadeleme hayatımın her alanında devam edeceğim.

Tüm bunlara göz yuman, kulak tıkayan ve lal olan genel merkezimizi, hakkaniyetli bir şekilde örgütüne ve onurlu kadınlara sahip çıkmaya davet ediyorum.

Tüm yoldaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.’’

 

Haber: Nurbanu Soy